<aside> <img src="/icons/pen_gray.svg" alt="/icons/pen_gray.svg" width="40px" /> Buradaki hiçbir şeyi, bir şey güderek yazmadım; hepsi kendiliğinden geldi. Ama artık onlara bir amaç güdüyorum, faydayı düşlüyorum. Umarım tüm bu hayatım, tüm hayatım boyunca düşlediğim faydaya ulaşabilmiştir. Benim için artık asıl önem; ne kadar çok veya iyi yazdığım değil, bu yazdıklarımın ne kadar faydaya sebep olduğudur. Bu faydanın herhangi bir tanımı yok. Yazdıklarım herkes için farklı bir öneme sahip olup farklı bir şeye yarayabilir. Diğer bir amacım da insanın gizil gücüne ulaşıp bir insanın nelere muktedir olabileceğini görmektir. Ama aynı zamanda göstermek de istiyorum. Görsünler ki mümkün olduğunu, sayesinde yapsınlar. Kimse imkansız diyemesin, kimsenin bahanesi olamasın. İşte bu yüzden bir insanın gizil gücünün ne olabileceği, kendisinin nelere muktedir olabileceğini göstermek istiyorum.
Burada tüm yaşamım boyunca aklıma gelen kaydadeğer şeyleri not almaya çalıştım, faydaya ulaşsın diye de düzenledim ve yayınladım. Bunların hepsi içime sinmese de benden öncekilerin bana olduğu gibi benim de benden sonrakilere bir basamak olduğumun farkındayım. Tüm yaşam bir merdivendir, her şey de onun basamağı. Her bir basamak, daha iyiye olan yolculuktur. Haydi üzerimden tırmanın.
Söyleyeceklerim iki satırdır fakat satırlarım bir dünya barındırır. Yazılarımı kendi içinizde kendi özünüzle tamamlayın, en büyük faydaya böyle ulaşırsınız. Ben yazma gayretindeysem eğer, siz de düşünme gayretinde olun. Beğenilmemiş bir yazım, anlaşılamamış bir yazımdır. Suç her zaman sizde olmak zorunda da değil, ben yeterince iyi açıklayamamış olabilirim ama ben yeterince iyi açıklamışsam siz düşünme gayretinde olun ki ziyan etmeyin.
Düşündüklerimden daha fazlasını düşünmeli, öğütlediklerimden her zaman daha fazlasını yapmalısınız; çünkü benim hayatım ve bu yüzden de yazacaklarım da bir yere kadardır. Bu yüzden beni aşın.
Bu satırları kimse satamaz. Bu paha biçilemez düşünceleri, bu düşüncelere bir paha biçerek hangi fiyattan satabilirsiniz? Benim düşüncelerime ulaşılamamasının sebebi asla ama asla para olmamalıdır. Eğer ki birisi beni okumayacaksa bu onun yazdıklarıma olan ilgisizliğinden olsun, paradan değil.
Burada olmayan hiçbir şeyi bana atfetmeyin. Ben önemli ne varsa buraya yazmışımdır. Beni bununla bilin ve hatırlayın. Zira en önemlisi de budur. Burası benden size bir hediyedir, hediyeyi reddetmeyin. Size hediye etmediğimi de almayın, çalmayın. Zira size hediye etmediğim önemsiz bir şeydir; size hediye etmemem siz odaklı bir şey değildir, önemin kendisindedir.
Burası ben ölene kadar bitmeyecek olsa da bu, eleştiri almamam için bir bahane değil. Beklemekteyim; burası bitene kadar, ben ölene kadar.
Her anınızda her bir düşüncem size ulaşabilsin diye yazılarımı onlardan herhangi birisinin herhangi bir zamanda okunabileceği kadar kısa tutmak isterdim. Aynı konuya sürekli maruz kalıp sıkılmayın diye aynı konuda olanları art arda vermek istemezdim. Ancak görüyorum ki yıllar boyu süregelen düşüncelerim birbirlerine yol açmaya, birbirlerini tamamlamaya ve kitaplaşmaya başlıyorlar. Ben yazılarımın ne kısa olması için çabalayacağım, ne de uzun olması için. Yazılarım ne olmaları gerekiyorlarsa o olacaklar.
İçeriğin başlığı izin verirse cevabı kendiniz bulmaya çalışın. İnanıyorum ki eğlenceli olacak. Hem benim yazdıklarım sizin düşüncenizi bulamadan önce konu hakkında düşünme fırsatınız olur ve beraberinde de belki benden daha iyi bir cevap elde etme şansına sahip olursunuz.
Ağaçların uğruna feda edilebileceği güzel satırlardan olmuştur umarım bu bütün yazdıklarım. Bir aşçı, yemeğinin beğenilmesinden ne kadar zevk alıyorsa ben de en az onun kadar zevk alacağım. Aramızdaki fark; alabileceğimiz zevkin miktarı olmayacak sadece, ben o zevki asla tadamayacağım. Yazdıklarım ne kadar sonra değer görür bilmiyorum ama hiçbir insanın ömrünün buna yetmeyeceğini biliyorum. Bu; kendisini sürekli tekrarlayan, kaçınmaz ve şaşmaz bir gerçek olmuştur. Çağının ötesindeki zihinlerin cezasıdır bu. Çağının ötesinde olmaları, o çağın onu anlamasını imkansız kılar. Anlaşılamamazlık ve bu yüzden de yalnızlıkla cezalandırılırlar. Onlar için bu dünya ezeli hapishanedir, bu yerden ancak ölümleriyle kurtulurlar. Onlar bu dünyanın yabancısıdır. Onlar bulundukları dünyaya ait olmazlar ve bu yüzden de gelecek dünyayı kurarlar. Tüm bu yazdıklarımla, daha iyi bir yarına! Yaşayamadığım o yarını siz yaratın. Bu yarın, size sonuncu hediyem olacaktır. Bu yarında olmadığım için üzülmeyin, bu yarının varolmasına sevinin.
Siz benimle buluşabileceksiniz ama ben bunu maalesef yapamayacağım. Bu hayalimi gerçekleştiremesem de erdemlice yaşadığınız her vakit, bu ebedi uykumda artık huzuru bulacağım.
Size çok şey öğretmiş olduğuma inanıyorum, bu doğrultuda ödeviniz dünyayı bulduğunuzdan daha iyi bir hâlde bırakmaktır.
Her bir hikayenin sonu vardır. Ölümüm kaçınılmazdır. Ölü değilim ama öleceğimi biliyorum. O yüzden şunu yazabilirim. Ben artık ölü bir adamım. Kimse ne zaman öleceğini bilemez. Ben biliyorum. Burası bitince öleceğim çünkü ölene kadar yazacağım. İyi okuyun çünkü bir daha geri gelmeyeceğim. Sakın sayfalarımı ıslatmayın. Buna gerek yok. Benim bir hikayem vardı, o da burada sonlandı. Şimdi kendi hikayenizi yazma zamanı. Ben kendi hikayemi yazdım, siz de kendi hikayenizi yazın.
Ölümüm önemsiz, çünkü ben ölmedim. Yazılarım okundukça da asla ölmeyeceğim. Unutmayın ki, düşüncelerin ölümü unutulmalarıyla gerçekleşir. Ölmüş olsam bile dirileceğim konuşmak için bu satırları gözleyen gözlerle, onlara düşündüklerimi anlatmak için.
</aside>
Ana sayfa https://yasayanfelsefe.com'dur.